16 Şubat 2012 Perşembe

Güneş de özlemiş midir beni benim onu özlediğim kadar?

Uyansam bir sabah mesela, perdemi açsam dışarıya baksam kuşlar bana şarkı söylüyor olsa, güneş gülümsese her zamanki yerinden, yaz gelmiş olsa yine ve hiç gitmese. Sabah yine tam 7.42'de servisim gelse okula gitsem. Herkes son günün heyecanını yaşıyor olur muhtemelen. Bir koşuşturma başlasa okulda öğretmenler karneleri imzalasa her yıl yaptıkları gibi... Ben sıra arkadaşıma dersin bitmesine ne kadar kaldığını sorsam o bana hep olduğu gibi yanlış söylese zamanı, müdür yardımcımız sınıfa girse, elinde de karneler. Konuşanlar sussalar bir anda, matematik hocası karneleri alsa baksa önce hepsine sonra tek tek dağıtsa bize. Birden biri 5 dakika kaldı diye bağırsa bütün sınıf ayaklansa en yakın arkadaşlar vedalaşsa ne de olsa 3 ay göremeyecekler birbirlerini... Etrafta "karneni gösterseneee" ya da "baak benim karnemin hepsiii beeeş" diye bağıran insanlar gezinse. Ve yine zil çalsa, bütün okul dursa zilin ilk saniyesinde sonra kendilerine gelseler herkes bağırmaya, çığlık atmaya başlasa, seslerini okulun etrafından geçen arabalardakiler bile duysa. Bazıları yürüse bazıları koşsa servislere doğru, sonra eve gitsek kocaman bir gülümsemeyle ailelerimize göstersek falan karnelerimizi. O gece hem çok mutlu hem çok yorgun olsak, kafamızı yastığa koyduğumuz anda rüyaların diyarına geçsek... Yaz tatili sonunda gelmiş olsa, sonunda her sabah uyandığımızda güneşe bakıyor olsak, sonunda dışarı çıkıp koşsak biraz sonra yorulup dursak bir yerde, dondurma yesek arkadaşlarımızla. Gülsek, çok gülsek, kahkahalarla gülsek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder